Akasya Faydaları ve Özellikleri

Akasya Faydaları ve Özellikleri

Bilimsel Sınıflandırılması

Akasya Robinia pseudacacia olarak bilinen, baklagiller familyasına ait olan Eudicots sınıfından Angiosperms bölümüne mensup bir ağaç türüdür. Anavatanı olarak Kuzey Amerika bilinmekle birlikte yetişme koşulları açısından tipik bir park bahçe ağacı olmasından dolayı tüm dünyaya yayılabilmiştir. Özellikle başta Avustralya olmak üzere yaklaşık 300 türü ile birlikte sıcak ve yarı tropikal bölgelerde kendiliğinden yetişmekte olan 600 türü içermektedir.

Çok farklı biçimlerde bulunur ve genelde birbirinden ayırt etmek için ağacın detaylarını iyi bilmek gerekmektedir. Akasyanın çiçekleri genellikle sarı olmalarına karşılık, beyaz ya da kırmızı renkte de görülebilmektedir. Başak ya da toparlak baş biçiminde bulunan çiçeklerinde cinsiyet ayrımını yapmak için çıkıntıya bakmak gerekmektedir. Erkek organlar çok sayıda bulunmakta olup çıkıntıya sahiptirler. Meyvesi baklamsı yapıdadır ve tüketilmez.

Yaprakları ise kimi akasya türlerinde tüysü bileşik yapıda, kimi türlerinde ise yeşil lam halimde, bir tür yaprak sapı biçiminde görülmektedir. Bu durum terlemelerinin önüne geçmektedir. Her iki yapıda olan akasya türleri de mevcut olup daha yaygın olarak görülebilmektedir.

Pek çok akasya türünün genelde kullanım alanı park ve bahçe gibi yerlerde süs bitkisi olarak kullanılmaktır. Ancak şifalı özellikleri açısından da tüketim amacıyla da tercih edilebilmektedir. Suda kaynatılarak hazırlanan kürler ve çayı fiziksel ve ruhsal rahatlamaya yardımcı olmaktadır.

Bunun yanında akasya endüstri alanında da kullanılmaktadır. Kadıhindi olarak adlandırılan madde akasyalardan elde edilir ve ağaç gövdesinin suda uzun süreler kaynatılması ile hazırlanmaktadır. Deri sepelemesi ya da kumaş boyamada kullanılan kadıhindi sadece akasyadan elde edilmektedir. Yine akasyanın bazı türleri de zamk için kullanılmaktadır. Tanen bakımından zengin olan akasya kabuklarının bir diğer kullanım alanı da dericiliktir.

Akasya yapısı gereği dikenli bir ağaç olduğundan diğer canlılar tarafından tüketilmesine karşılık oldukça korunaklıdır. Ancak Afrika’daki bazı akasya türlerine karşılık canlılar savunma geliştirmiş olup dikenlerini ayıklayabilmektedirler. Bunun en bariz örneği zürafalarda görülmekte olup zürafalar akasya yaprakları yemelerine karşılık dikenlerini dilleriyle ayıklayabilmektedirler.

Akasyaların ortalama boyları 8 – 10 metre arasında olmaktadır. Genelde çiçek açma mevsimleri Mayıs olup çiçeklerinin kokusu son derece güzel, zarif ve herkesin hoşuna gidecek notalar barındırmaktadır. Çiçek ve yapraklarının kurutularak kullanılması sonucunda çeşitli şifalı özellikler elde etmek mümkün olmaktadır.

Sıcak iklimleri seven akasya, bu bakımdan suya da yüksek ihtiyaç duymaktadır. Suya duyduğu yüksek ihtiyaç nedeniyle suyu meyvelerine ve dallarına toplama özelliği bulunur. Bu bakımdan güçlü bir sıvı besini olmaktadır. Meyveleri keçiboynuza benzemekte olup asıl çay bu meyvelerden yapılır. Özellikle Çin ve Birmanya gibi ülkelerde akasya çayı yaygın olarak tüketilmektedir. Kimi Arap ülkelerinde de akasya meyvesi kurutularak, diğer meyveler ile öğütülerek kahvesi yapılır. Temel yapısı itibariyle acı tada sahip olan meyvesini kullanmak için farklı meyveler ya da tatlandırıcılar da kullanılmaktadır. Akasya meyvesi aynı zamanda çay ya da kahve gibi gıdalarda bulunan tanen açısından da zengin olduğu için tercih edilmektedir. Akasya içerisinde asparagin, robinin, tanen, indican, agaciin, metil eteri, indul, benzaldehid ve antranil asidi taşımaktadır.

Akasya Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

Akasya içinde barındırdığı elementler sayesinde özellikle sindirim rahatsızlıklarına karşı iyi gelmektedir. Salkım ağacı olarak da bilinen akasyanın küçük yapraklarında çiçekler açar ve bu çiçekler daha sonra kuru bir meyveye dönüşürler. Hem çiçek hem de meyvesi sağlığa yararlıdır. Aynı zamanda yapraklarının kurutularak kullanılması da çeşitli rahatsızlıklara karşı iyi gelebilmektedir. Yaprakları başta sindirim sorunlarına karşı iyi gelmektedir.

Bunun yanında akasya çay olarak tüketildiğinde akciğer ve boğaz rahatsızlıklarına karşı da iyi gelmektedir. Akasyanın kendisine özgü kokusu ve içeriğinde sahip olduğu bileşenler akciğer ve boğazlarda oluşan enfeksiyonun temizlenmesine yardımcı olur ve nefes borusundaki hücrelerin de mutasyona maruz kalmasının önüne geçmektedir. Böylece solunum yollarında rahatsızlık yaşayanlar akasya çayı içerek rahatlama ve iyileşme sağlayabilmektedirler.

Diğer bir özelliği ise yatıştırıcı içeriği sayesinde son derece zengindir ve böylece çay ve koku olarak kullanım açısından yararlıdır. Akasya kokusu ister çiçek, ister tütsü, ister aromaterapi yağı olarak kullanılsın, her durumda rahatlamanın, huzurun ve mutluluğun kokusu olarak yarar sunmaktadır. Zihin açan kokusu hem daha iyi odaklanma sağlamakta hem de yorgunluğun daha kolay bir şekilde giderilmesine etki etmektedir. Ayrıca akasya kokusunun etkili bir negatif enerji uzaklaştırıcısı olduğu da bilinmektedir.

Akasya gargara olarak kullanılmaya da uygundur. Ağız içi yaraların iyileşmesi ve çeşitli boğaz sorunlarının giderilmesi amacıyla gargara olarak kullanıldığında etki göstermekte ve bu sayede daha kolay bir şekilde iyileşme mümkün olmaktadır. Gargara kullanımının bir diğer önemli faydası da diş etlerinin güçlenmesini sağlar ve ağız içi tükürükte oluşan enfeksiyonlu hücrelerin önlenmesini sağlayarak, ağız kokusu gibi rahatsız edici kokuların da önüne geçer.

Kuru öksürük sorunları yaşayanlar için de akasya etkilidir. Özellikle mevsim geçişlerinde görülen kuru öksürüğü tedavi etmek amacıyla kurutulmuş akasya kaynatılarak içine bal eklenip tüketildiğinde öksürük azalmaktadır. Kuru öksürüğü gidermesinin yanında bronşların da temizlenmesine yardımcı oluyor.

Akasya çay olarak tüketildiğinde terlemeye de neden olur ve böylece vücutta barınan toksinlerin giderilmesine yardımcı olur. Özellikle hastalık zamanlarında, terleme sayesinde daha kolay şekilde bağışıklık kazanmak ve iyileşmek mümkün olmaktadır.

Akasyanın Kullanılması

Sağladığı şifalı özellikler ile bakımından akasyanın kullanımı farklı şekillerde uygulanabilmektedir. Çay, gargara, kür ve aromaterapi yağı olarak akasya çeşitli kullanım yöntemlerine sahiptir.

Çay Olarak Kullanılması; Akasya çayı rahatlamak, boğaz ağrılarına iyi gelmek, uykusuzluk sorunlarını gidermek, vücuttaki zararlı toksinleri terleme yolu atmak gibi pek çok alanda iyi gelmektedir. Bu bakımdan akasya çayı yapmak için 20 gram kurutulmuş akasyayı bir demlik ya da french press içerisinde sıcak su ile demleyin. Daha sonra ortalama 10 – 15 dakika demlenmesini bekledikten sonra içine tercihen bal ya da limon ekleyerek içiniz. Etkisini kısa sürede gösterecektir.

Gargara Olarak Kullanılması; akasyadan gargara yapmak için çiçeklerinin ve yapraklarının taze olarak kaynatılması gerekmektedir. Bir kap içerisindeki çiçek ve yapraklarını soğuk su ekleyerek kaynatınız. Kaynadıktan sonra ılık dereceye gelinceye kadar bekleyiniz ve suyu ağzına alarak ortalama beş dakika boyunca gargara yapınız. Ağız sağlığına, kötü kokulara ve boğaz ağrılarına çok iyi gelecektir.

Ruhsal ve Duygusal Etkileri

Aromaterapi uçucu yağı ya da tütsü olarak kullanıldığında akasya hoş kokusu ile ortamdaki negatif enerjiyi giderir. Etkili bir ruhsal dengeleyicidir. Mutsuzluk, öfke, stres, endişe gibi durumların giderilmesine yardımcı olur. Meditasyon ya da yoga gibi seanslarda daha iyi odaklanma sağlanmasına etki eder. Aynı zamanda ortamın ferah bir kokuya kavuşmasına da yardım eder.

Kullanımı ve Uyarılar

Akasya çiçekleri ve yaprakları çiğ olarak tüketilmeye uygun değildir. Çay olarak tüketildiğinde günlük 1 bardaktan fazlasının tüketilmesinden barındırdığı zengin elementler yüzünden kaçınılması tavsiye edilmektedir.

Etiketler: Aromaterapi
Ocak 11, 2024
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.